16 Kasım 2009 Pazartesi

12 Kasım 2009 Perşembe


Wikipedia
Ansar

28 Şubat 1997

GEREKÇELER

28 şubat sürecinin başlaması irtica söylentilerinin toplum içinde yayılması ve özellikle bunun terörden daha tehlikeli olmasının belirtilmesi bu konuda ordunun dikkatini çekti.

Yapılan çalışmalarla ülke içinde irticaya karşı kamuoyu oluşturulmak istendi,üniversite rektörlerine,medyaya,yargıya ve patronlara bilgiler verildi.Kamuoyunda oluşturulmak istenen etki pek etkinlik gösteremedi toplum içinde ama diğer çevrelerde işe yaramaya başlamıştı.

28 şubat sürecinin temelini Başbakanlık Kriz Yönetmeliği ve Milli Güvenlik siyaset belgesinin Refah-Yol tarafından imzalanması olmuştur.

Parlamento devre dışı bırakıldı MGK baskın organ haline geldi ve yasama organı oldu.

GELİŞİM SÜRECİ

12 eylül darbesinden sonra ortaya çıkan siyaset sovyetler birliğin yıkılması ve komünizmin çökmesi Türkiye’de sağ partilerin güçlenmelerine neden oldu ve Refah Partisi 1995 genel seçimlerinde I.parti oldu.Seçimlerin ardından 1996 yılında kurulan Anap ve DYP koalisyonu

Refah Partisi’nin güvenoylaması hakkında Anayasa Mahkemesine başvuruda buluındu. . Bunun üzerine TBMM'de birinci parti durumunda olan Refah Partisi ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan 54. Hükümet (Refahyol hükümeti), 8 Temmuz 1996'da TBMM'de yapılan oylamada güvenoyu almayı başarmıştır.

28 ŞUBAT SÜRECİNİ TETİKLEYEN OLAYLAR

2 Ekim-7 Ekim 1996 tarihleri arasında Başbakan Necmettin Erbakan sırasıyla Mısır, Libya, Nijerya'yı ziyaret etti. Libya'da, Kaddafi'nin bir çadırda Erbakan ile yaptığı görüşmede sarfettiği sözler muhalefet ve basın tarafından ağır bir şekilde eleştirildi.

3 Kasım 1996'da Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazasında mafya, siyasetçi, polis ilişkileri açığa çıktı. Başbakan Erbakan 'fasa fiso' dedi, Adalet Bakanı Şevket Kazan ise, aydınlık için bir dakika karanlık toplumsal eylemi için "Mumsöndü oynuyorlar" dedi.

Kayseri'nin Refah Partili Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, 10 Kasım 1996 tarihli Refah Partisi İl Divan Toplantısındaki konuşmasında, Türkiye'de henüz gerçek demokrasinin olmadığını, hâkim güçlerin herkesi kendi görüşleri doğrultusunda hareket etmeye zorladığını söyledi. Karatepe konuşmasında şunları söylemişti:

Süslü püslü göründüğüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. Resmi görevim nedeniyle bugün bir törene katıldım. Belki başbakanın, bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak, sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Refah Partili olarak yeryüzünde tek başıma da kalsam, bu zulüm düzeni değişmelidir. İnsanları köle gibi gören, çağdışı bu düzen mutlaka değişmelidir. Ey Müslümanlar sakın ha içinizden bu hırsı, bu kini, nefreti ve bu inancı eksik etmeyin. Bu bizim boynumuzun borcudur. ”

Karatepe bu konuşması nedeniyle 1 yıl hapis ve 420.000 lira ağır para cezasına mahkûm edildi

5 Şubat'ta Sincan'da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı.

11 Şubat'ta Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü Ankara'da yapıldı.

18 Haziran'da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek olduğunu belirtti.

19 Haziran'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller'e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.

30 Haziran'da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk'la birlikte ANASOL-D hükümetini kurdu.

SONUÇLAR

Mgk kararları hükümete bildirildi.

Laiklik için yasaların uygulanması istendi.

Tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devridilmesi istendi.

8 yıllık kesintisiz eğitim öngürüldü.

Tevhidi tedrisatın uygulanması istendi.

Orduyu din düşmanı gibi gösteren medyanın kontrol altına alınması istendi.

Kurban derilerinin derneklere verilmemesi istendi.

Kılık kıyafet kanuna riayet edilmeli.

Atatürk aleyindeki eylemler cezalandırılmalı.

Refah-Yol hükümeti düşürüldü.

Kamu kurum ve kuruluşlarında başörtüsü yasaklandı.

Kuran kursları kapatıldı.

Refah-Yol liderleri,yöneticileri tutuklandı yargılandı.

Vakıf ve dernekler üzerinde baskı kuruldu.

Anadolu sermayesine ambargo koyuldu.

Birçok subay ihraç edildi.

Birçok gazeteci ve yazar tutuklandı ve yargılandı.

12 Eylül 1980 Darbesi

DARBEYİ YAPANLAR


Milli Güvenlik Konseyi Üyeleri

Kenan Evren:Genelkurmay Başkanı

Nurettin Ersin:Kara Kuvvetleri Komutanı

Nejat Tümer:Deniz Kuvvetleri Komutanı

Tahsin Şahinkaya:Hava Kuvvetleri Komutanı

Sedat Calasun:Jandarma Genel Komutanı

GEREKÇELER

Ülke içinde artan terör ve cinayet olaylarının olması,birçok tur yapılmasına rağmen seçilemeyen cumhurbaşkanı,Necmettin Erbakan tarafından yapılan Kudüs Mitingi'nin şeriat amaçlı olması gibi sebepler darbe gerekçeleri olarak gösterildi.

Ülke içinde aynı zamanda sağ-sol çatışmaları,bunlara hizmet eden derneklerin kurulması,emniyet teşkilatı mensupları arasında da bunların görülmesi tanınmış sağ-sol siyasi önderlerinin bunlar tarafından öldürülmesi her gün cinayetlerin artması gibi nedenler darbeye zemin hazırladı.

DARBE ÖNCESİ OLAYLAR

1 Şubat 1979'da Abdi İpekçi İstanbul Teşvikiye'de öldürüldü.

Çukurova Üniversitesi Rektör Vekili Fikret Ünsal evinin önünde öldürüldü.

19 Eylül'de Malatya Ülkü Ocakları eski başkanı Mürsel Karataş İstanbul Sultanahmet’te öldürüldü.

28 Eylül'de Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul öldürüldü.vs

TSK’NIN AÇIKLAMASI

Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin bugünkü hayati sorunları karşısında siyasi partilerimizin bir an önce, milli menfaatlerimizi ön plana alarak, anayasamızın ilkeleri doğrultusunda ve Atatürkçü bir görüşle bir araya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik her türlü hareketlere karşı bütün önlemleri müştereken almalarını ve diğer anayasal kuruluşların da bu yönde yardımcı olmalarını ısrarla istemektedir.

24 OCAK KARARLARI

Bu kararların ortaya çıkması Turgut Özal tarafından olmuştur.

Yaşanan istikrarsızlık,üretimin azalması,karaborsacılığın artması,kamu harcamalrının kısılmasını,ücretlerin düşürülmesi,serbest döviz kuru gibi önlemler alınması kararlaştırılmıştır.Bunun için Süleyman Demiral Turgut Özal’ı başbakanlık müsteşarlığına atadı ve IMF ile bu kapsamda bir anlaşma imzaladı.

SONUÇLAR

12 eylül darbesi insanların kişilik haklarına büyük ölçüde zarar vermiş,insanların toplum içinde birbirlerine olan güvenini kırmış,birçok insanın evlerinden sorgusuz sualsiz alınıp karakollarda tutuklanmalarına,coplanmalarına neden olmuştur.Sendikal örgütlenmelerin kapanmalarına,yazar ve gazetecilerin tutuklanmalarına,birçok kuruluşun,öğrecinin fişlenmelerine neden oldu.

650.000 kişi gözaltına alındı.

1 milyon 683.000 kişi fişlendi.

7000 bin kişiye idam cezası istendi.

517 kişi idam edildi.

Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.